Bugün şirketlerin reklam kampanyalarına baktığımızda ortak bir temayla karşılaşıyoruz;

Sürdürülebilirlik.

Deri yerine kaktüsten yapılmış ayakkabılardan, market reyonundaki yerel kaynaklı taze ürünlere kadar sürdürülebilirlik uygulamaları çok çeşitlilik göstermektedir.

Sürdürülebilirlik konusunda son kullanıcıya yönelik bu tarz reklamlarının fazla olması, müşteriler tarafindan sürdürülebilir ürünlere yoğun bir talebin olduğunu düşündürebilir.

Ve tabii ki müşteriler, giderek artan çevre dostu alışveriş alışkanlıklarına ters düşmeniz durumunda şirketinizin büyük sorunlar yaşamasına sebep olacak etkiye sahiptir. Ancak bu o kadar da basit değil.

Evet, son tüketiciler kullandıkları ürünlerin insan ve hayvan haklarına saygılı, sürdürülebilir ve etik olduğunu bilmek isterler.  Diğer yandan memnun etmeniz gereken tek grup onlar değil.

Yakın zamanda yapılan bir anket, CEO’ların %48′inin artık sürdürülebilirliği artırmayı en önemli iş önceliği olarak gördüğünü vurgulamıştır.

Tedarik Zinciri Sürdürülebilirlik Kurulu

Sürdürülebilir olmayan iş uygulamalarının, özellikle de tedarik zincirinde sebep olacağı potansiyel risk ve maliyetleri düşünüldüğünde, tedarik zinciri sürdürülebilirliği konusunun yönetim kurulu gündemlerinin en üst sıralarında yer alması şaşırtıcı değildir.

Aslında sürdürülebilirlikle ilgili veriler, tedarik zincirindeki toplam etkinin %90’nı gibi şaşırtıcı bir oranını oluşturduğunu göstermektedir.

Ürünlerinizin üretiminde kullanılan hammadde ve yakıttan, envanterinizi depolarken, taşırken ve dağıtım ağınıza gönderimi boyunca ortaya çıkan emisyonlara kadar, tedarik zinciri kararlarınızın hem işletmeniz hem de gezegen için büyük bir maliyeti vardır.

Tedarik zincirinin karmaşıklığı arttıkça çevre üzerindeki etkileri de artmaktadır. Dolayısıyla herkesin ödediği bedel de artacaktır. Bu nedenle birçok işletme, artık hem sürdürülebilir ve etik hem de rekabetçi tedarik zincirleri oluşturmayı öncelikli hedeflerinden biri haline getirmiş durumda.

Bu makalede, sizinki gibi işletmeler için gerçek Tedarik Zinciri Sürdürülebilirliğinin ne anlama geldiğini, Net Sıfır Hedefine nasıl ulaşabileceğinizi ve S&OP’nin yönetim kurulu odanızın arzularını somut sürdürülebilirlik iyileştirmelerine nasıl dönüştürebileceğini inceleyeceğiz.

New call-to-action

Tedarik zinciri sürdürülebilirliğinin detaylı analizi

Tedarik zinciri sürdürülebilirliğini nasıl tanımlarsınız? Temel bilgilerle başlayalım.

Tedarik zinciriniz ne kadar çevre dostu? Daha çevre dostu hale getirilebilir mi? Hammaddeleri nasıl temin ediyorsunuz? Ürünlerinizi üretmenin, dağıtmanın ve atılması gerekenleri yok etmenizin daha iyi bir yolu var mı? Ya da tedarik zincirinin her adımında atıkları ortadan kaldırmak mümkün mü?

Bu soruların yanıtları tedarik zincirinizin ne kadar sürdürülebilir olduğunu belirleyecektir. Ve bu sadece nakliyenin çevresel etkisinden çok daha fazlasıdır.

Gerçek anlamda sürdürülebilir bir tedarik zinciri, tüm operasyonun çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerine bakar. Bu son iki faktör en az çevresel etki kadar önemlidir.

Çevresel etki

En azından başlangıçta nerede durduğunuzu bilmiyorsanız çevresel etkinizi iyileştirmeniz mümkün değildir.

Tedarik zincirinizin yarattığı karbon ayak izinin boyutunu değerlendirin. Bunu anladıktan sonra, azaltmanın yollarını düşünebilirsiniz. Sera gazları, atıklar, harcanan doğal kaynaklar ve verimsizlikler nedeniyle kaybedilen enerjiye kadar, kendi operasyonunuzun gerçekleri sizi şaşırtabilir.

Sosyal sorumluluk

Tedarik zincirinizdeki insanların adil ve etik bir şekilde istihdam edilmesini sağlıyor musunuz? Tedarik zincirinizdeki insanlar (sizde veya tedarikçileriniz için) gerekli tüm güvenlik koşulları göz önünde bulundurularak mı çalışıyor?

Aynı şekilde, kaynak bulma stratejinizin ne kadar etik olduğunu söyleyebilirsiniz?

Etik kaynak bulma stratejilerini değerlendirmek ve aktif olarak teşvik etmek, sürdürülebilir bir tedarik zincirine sahip olma şansınızı artırabilir. (Etik kaynaklı hammaddeler seçmek, adil ticaret tedarikçilerine öncelik vermek veya sorumsuz madencilik veya çatışma minerallerinden kaçınmak gibi.)

Aynı şekilde, güvenli çalışma koşulları, enflasyonla uyumlu adil ücretler sağlamak, insan haklarını korumak ve çeşitliliği, eşitliği ve kapsayıcılığı teşvik etmek, işletme için yerel toplulukları ve çok daha uzaktaki toplulukları canlandırmaya dayanan bir sosyal sorumluluk yaratacaktır.

Ekonomik sorumluluk

Sosyal sorumluluk olmadan, ürünlerinizi satın almasını veya kullanmasını umduğunuz insanlara zarar veriyor olabilirsiniz. Ancak ekonomik sorumluluk olmadan, şirketinizin başarısına ve gelecekte onlara satış yapma şansına zarar verebilirsiniz.

Tedarik zinciri sürdürülebilirliğinin bir ayağı olarak Ekonomik sorumluluk, kuruluşların müşteriler, tedarikçiler ve diğer tedarik zinciri ortakları da dahil olmak üzere ekonomik paydaşlarına karşı sahip oldukları mali yükümlülükleri yönetmekle ilgilidir.

Bu, adil anlaşmalar yapmak ve finansal vaatleri yerine getirmek anlamına gelir. Ancak ekonomik sorumluluk aynı zamanda sosyal sorumluluk ve çevresel etki konusundaki beklentileri aşmakla doğrudan ilgilidir.

Yalın ve yeşil bir tedarik zinciri, şirketin hedeflerini gerçekleştirmesini sağlar

Daha yalın bir tedarik zinciri oluşturmanız mümkün. Ve yapacağınız bu iyileştirmenin etkileri konusunda herkes hemfikir.

Ancak bir gecede sihirli bir şekilde işleri sizin için değiştirecek bir tedarik zinciri sihirli değneği yoktur. Sahip olmaya değer her şey gibi sürdürülebilirlik de kolay değildir.

Anlamlı bir değişim için ön yatırım yapmak kısıtlayıcı olabilir. Ancak engellerin büyük göründüğü yerlerde, marjinal kazanımlar yaratan daha küçük adımlar işe yarayabilir.

Daha küçük ambalajlar sevkiyat başına daha fazla birim anlamına gelebilir mi? Daha akıllı sipariş, toplamda daha az sevkiyat anlamına gelebilir mi?

Verimlilikteki %1’lik artışlar çok fazla görünmez. Ancak 20 farklı iyileştirme yaparsanız, birdenbire tüm işinizde büyük gelişmeler yapmış olursunuz. Sonuçta, teorik olarak, minimum %20 daha verimli olacaksınız.

2025 yılına kadar yaklaşık 1,8 milyar insanın daha küresel tüketici sınıfına katılması beklenmekte. Bu rakam 2010 yılına kıyasla %75’lik bir artış anlamına gelmektedir. Tedarik zincirinin sürdürülebilirliği için şimdiden küçük adımlar atarak büyük bir fayda sağlayabilirsiniz. Sadece bunu bir fırsat olarak görmeniz gerekiyor.

Zorunlu maliyet tasarrufu önlemlerinden stratejik kâr maksimizasyonu girişimlerine geçiş yapabilirsiniz.

İşletmeniz için kazancın boyutunun ne olabileceğini daha derinlemesine inceleyelim.

Tedarik Zinciri Sürdürülebilirliği

Tedarik zinciri sürdürülebilirliği, tedarik zinciri hedeflerinizi gerçekleştirmenize nasıl yardımcı olabilir?

Tedarik zinciri sürdürülebilirliğini başarılı bir şekilde geliştiren işletmelerin sayısı hiç de az değil.

Örneğin, mobilya alanında dünyanın en ünlü isimlerinden birini ele alalım. Ikea, çevre dostu ürünleri müşterileri için daha erişilebilir ve uygun fiyatlı hale getirmek amacıyla kısa süre önce sürdürülebilir yaşam mağazaları açtı.

Benzer şekilde, Amazon 206 yenilenebilir enerji projesi başlatarak Avrupa’da yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemli kurumsal alıcısı haline gelmiştir.

Bir anda 2 milyar doları doğa için harcamak neredeyse imkansız bir iştir.

Ancak fark yaratan sadece “büyük projeler” değildir. Görünüşte küçük olan girişimler bile çevremizdeki dünya üzerinde büyük bir etki yaratabilir.

Bir an için envanterinizi sadece %10 oranında azalttığınızda neler olacağını hayal edin nasıl etkileri olurdu?

Asıl soru şu: Satışları etkilemeden envanterde %10’luk bir azalmayı nasıl sağlayabilirsiniz?

En zayıf işletmelerde bile belli bir miktar fazla stok bulunur. Ve bu fazlalığın daha optimum hale gelmesi için kesilebileceği pek çok yol vardır.

Acaba…

  • Daha iyi stoklama politikaları oluşturmak mı?
  • Tahmin doğruluğunuzu iyileştirmek mi?
  • Hizmet seviyelerini ve güvenlik stoğunuzu optimize etmek mi?

10’luk bir azalma elde etmek oldukça ulaşılabilir bir hedeftir. Tek yapılması gereken, tedarik zincirinde etkili kararlar almaktır.

Bu da doğru iş ortaklarıyla daha da kolaylaşıyor.

Birlikte çalıştığımız şirketlerin çoğu, bizimle çalışmaya başladıktan sonra envanterlerinde %20, %30 ve hatta %40 oranında azalma görüyor. Ve bu bir rastlantı değil.

Peki envanterde %10’luk bir azalma çevreye nasıl fayda sağlar?

Öncelikle CO2 Emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilir.

Envanter seviyelerini düşürme süreci, sahip olduğunuz stok üzerinde daha sıkı önlemler ve ihtiyacınız olan stok üzerinde daha derin analizler anlamına gelir.

Bu aynı zamanda sipariş miktarları üzerinde daha yakın kontrol ve daha az sipariş verilmesi anlamına gelir.

Bu da daha az konteyner, gemi ve kamyon ve sonuç olarak dünyada daha az CO2 anlamına geliyor.

Bununla birlikte enerji tüketimini de en aza indirebilirsiniz. Bildiğiniz gibi, son dönemdeki gider envanter tutmak ucuz bir iş değil. Depo alanı, işçilik, elektrik, ısıtma veya soğutma vb. giderleri gözönünde bulundurduğumuzda stok tutmak giderek daha maliyetli bir iş olmaktadır.

Envanter seviyelerini %10 oranında düşürmek yalnızca enerji faturalarınızı azaltmakla kalmaz, aynı zamanda gezegene de önemli ölçüde yardımcı olur.

Tedarik zinciri sürdürülebilirliğinin etkisini ölçelim

Ortalama olarak tüm envanterin %8’i atık haline gelmektedir . Bu rakam yıllık 163 milyar dolar gibi şaşırtıcı bir rakama denk gelmektedir.

Ürünlerinizin atığa dönüşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Ve bunu stokları %10 azaltarak sınırlandırılabileceğini söylemek doğru olur mu?

Sadece tedarik zincirinizi daha iyi yöneterek bile daha az atık, daha az emisyon, depoda daha az yer kapladığını ve çok daha az nakliye gerektiğini göreceksiniz.

Sipariş kararlarını optimize ederek, ürün çeşitliliğinde ince düzenlemeler yapabilirsiniz. Bu şekilde arzı gerçek taleple daha doğru bir şekilde uyumlu hale getirecek adımlar atarak binlerce ton stoğun çöpe gitmesini önleyebilirsiniz.

Elbette, sürdürülebilirliğe yönelmek sadece gezegen için iyi değil, aynı zamanda ticari ve markalaşma açısından da büyük anlam ifade ediyor.

İşletmenizi giderek çevreye daha duyarlı hale gelen tüketicilere markalaştırmak büyük bir rekabet avantajı sağlar.

Sonuçta, tüketicilerin %30’u artık etik değerlere sahip markalardan alışveriş yapmayı tercih ediyor. Daha da önemlisi, tüketicilerin %28’i etik kaygıları olan işletmelerden alışveriş yapmayı tamamen bırakmış durumda.

S&OP daha sürdürülebilir bir tedarik zinciri oluşturmanıza nasıl yardımcı olabilir?

Tek bir birim olarak düşünmeye başlamadığınız sürece tedarik zincirinin sürdürülebilirliği mümkün değildir.

Neyse ki S&OP, işletmenizi sürdürülebilirliğe hazırlamak için mükemmel bir temel sunuyor.

Etkin bir Satış ve Operasyon Planlama (S&OP) organizasyonu, müşteri talebini karşılamak için satış tahminleri, üretim kapasiteleri ve envanter seviyeleri arasında uyum sağladı.

Ancak daha da önemlisi, sürdürülebilir süreçlerin tüm işletme genelinde uygulanmasına olanak tanıyacak platforma sahip olacaksınız. İşte S&OP’nin daha sürdürülebilir bir tedarik zinciri oluşturmanıza nasıl yardımcı olabileceğine dair birkaç örnek.

Tedarik Zinciri Sürdürülebilirlik örnekleri

Bütünleşik planlama

Tedarik zinciri uzmanı Tony Wild’ın bir zamanlar vurguladığı gibi: “Envanter, eksik verilerin fiziksel sonucudur”.

Tedarik zinciri sürdürülebilirliği bağlamında, bu konunun fiziksel sonucu çöp alanlarına gönderilen atık dağları ve yakma fırını bacasından çıkan dumandır.

Yine de birçok işletmenin çok sayıda veriye erişimi vardır. Ancak sorun, akıllı kararlar almak için kuruluşunuzun dört bir yanından gelen verileri toplamak, birleştirmek ve işlemektir.

Fonksiyonlar arası işbirliğini mümkün kılan S&OP, işletmelerin tedarik zinciri içgörülerini yakalamak ve bunları etkin bir şekilde kullanmak için yapılandırılmış bir platforma sahip olmasını sağlar. Ancak daha da önemlisi, S&OP herkesin aynı tarafa ve aynı anda kürek çekmesine benzer.

Sonuç olarak, temel tahminler çok daha doğrudur. Ancak bu aynı zamanda gelecekteki talebe ilişkin bu varsayımların fikir birliği yoluyla doğrulanması anlamına gelir ve işletmelerin arzı taleple daha büyük bir hassasiyetle (ve çok daha az envanterle) uyumlu hale getirmesine olanak tanır.

İşbirliği ve bilgi paylaşımı

Mevcut çalışma şeklinizle devam edip gözle görülür sürdürülebilir iyileştirmeler görmeyi bekleyemezsiniz. Aynı şekilde, bir departmanın sürdürülebilirliği iyileştirmek için adımlar atması, tüm işletme aynı çizgide ilerlemediği sürece muhtemelen bir etki yaratmayacaktır.

Basitçe söylemek gerekirse, bir fark yaratmak için herkesin yenilik yapması gerekir.

İyi düzenlenmiş bir S&OP süreci, işbirliğini ve bilgi paylaşımını kolaylaştırmalı, bu da tüm kuruluşu statükoya meydan okumak, fikir alışverişinde bulunmak ve en iyi uygulamaları paylaşmak için daha iyi bir konuma getirmelidir. Ve bu girişimler kâr maksimizasyonu, şirket başarısı ve dolayısıyla çalışan mutluluğu, sağlığı ve refahı sağlar.

Risk yönetimi

İklim değişikliği veya kaynak kıtlığı gibi sürdürülebilirlik risklerini S&OP sürecinize dahil ederseniz, şirketinizi ciddi bir şekilde etkileme olasılığını azaltmış olursunuz.

Bunu ne kadar çok yaparsanız, işletmeniz o kadar dayanıklı hale gelecektir.

Bu, tedarikçileri çeşitlendirmeniz gerektiği anlamına gelebilir mi? Ya da pazara alternatif yollar bulmanız? Ya da farklı malzemelerle çalışmanız?

Ancak ne kadar çok şey bilirseniz, o kadar iyi silahlanmış olursunuz. Bunun tek alternatifi gözlerinizi kapatıp en iyisini ummaktır. Ve geçmişte bunun riskli bir iş stratejisi olduğu kanıtlanmıştır.

Sürekli iyileştirme

Bugün ne kadar iyi olursanız olun, yarın daha iyi olacaksınız. S&OP’nin ethosu. Prensip olarak yinelemeli.

Sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik ilerlemenizi izleyebilir ve ölçebilirseniz, bunları S&OP sürecinize dahil ederek zaman içinde tutarlı bir şekilde iyileştirme olasılığınız çok daha yüksek olacaktır.

Sürdürülebilirlik hedeflerinizi birleşik planlama, işbirliği, risklere karşı dayanıklılık ve sürekli iyileştirme ile eşleştirdiğinizde faydalarını görmeme ihtimaliniz neredeyse yoktur.

Bu ister daha fazla verimlilik, ister daha mutlu müşteriler, ister daha iyi bir marka veya tam bir dünya hakimiyeti (yeşil, sürdürülebilir türden) olsun.

Tedarik zinciri sürdürülebilirliği üzerine son düşünceler

Sürdürülebilirlik şu anda herkesin gündeminde. Eğer henüz yönetim kurulu düzeyinde bu konu hakkında konuşmuyorsanız, dünyada konuşmayan birkaç kişiden birisiniz demektir.

Daha geniş bir çerçeveden baktığınızda bunun sizin kontrolünüz dışında bir savaş olduğunu düşünmek kolaydır. Ancak küçük adımlar atmanın dünya çapında büyük etkileri olabilir.

Daha fazla sürdürülebilirlik için mücadele etmenin iş dünyası için iyi olduğuna dair o kadar çok neden var ki, bunu kimseye anlatmak zorunda kalmazsınız.

Ancak bunun bir işletme olarak sizin için gerçekten işe yaraması için herkesin katılımına ihtiyacınız var.

Satın alınmış bir işletme iyi yönetilen bir işletmedir. Hızlı para kazanmak yerine uzun vadeli kâra öncelik veren bir işletmedir. Gelecek yıllarda da burada olacak ve rekabette bir adım önde olacaktır. Hizmet verdiği insanları ve işe aldığı kişileri önemseyen bir şirkettir.

New call-to-action

Tedarik Zinciri Sürdürülebilirliği Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Tedarik zinciri sürdürülebilirliği, tedarik zincirine çevresel ve sosyal açıdan sorumlu ilkelerin entegre edilmesiyle ilgilidir. Şirketler sürdürülebilir uygulamaları benimseyerek çevresel etkilerini en aza indirebilir, adil işgücü uygulamalarını teşvik edebilir ve yerel toplulukların refahına katkıda bulunabilir.

Tedarik zinciri sürdürülebilirliği, değer katarak, riskleri azaltarak ve maliyetleri düşürerek işletmelere fayda sağlar. Sürdürülebilir girişimler etkili bir şekilde uygulanırsa, güçlü tedarikçi ilişkilerini teşvik edebilir, en iyi yetenekleri çekebilir ve uzun vadeli dayanıklılık oluşturabilir. Ancak en önemlisi, sürdürülebilir tedarik zinciri süreçlerinin benimsenmesi işletmelerin israfı ortadan kaldırmasına yardımcı olabilir. Hem emisyonlar ve kaynaklar açısından hem de zaman, yetenek ve para açısından.

Teknoloji, tedarik zinciri sürdürülebilirliğinin geliştirilmesinde hayati bir rol oynamaktadır. Gerçek zamanlı izleme, veri analizi ve otomasyon sağlar. Sonuç olarak teknoloji, işletmeleri operasyonları optimize etme, israfı azaltma ve şeffaflığı artırma konusunda destekler.

Sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamalarına yatırım yapmak enerji verimliliği, atıkların azaltılması ve operasyonel verimliliğin artırılması yoluyla maliyet tasarrufu sağlayabilir. Ayrıca bir şirketin marka değerini artırıp, çevreye duyarlı müşterileri çekebilir ve uzun vadede kârlılığın artmasını sağlar. Sonuç olarak, daha sürdürülebilir bir tedarik zinciri oluşturmak işletmenizin kârlılığını artırmasına ve büyümesini hızlandırmasına yardımcı olur.

Tedari̇k Zi̇nci̇ri̇