Donald Trump, seçim kampanyası sırasında, ABD başkanlığına geri dönmesi halinde, korumacı bir ticaret politikasını yeniden başlatacağını açıkça belirtmişti. Başkanlık görevine başladığından bu yana yaptığı tüm açıklamalar, bu taahhüdünü yerine getirmeye niyetli olduğunu gösteriyor.

İlk döneminde Çin’e karşı bir ticaret savaşı başlattı ve çelik, alüminyum ve bazı Avrupa gıda ürünlerine gümrük vergileri uyguladı. Şimdi ise yeni gümrük vergileri daha geniş kapsamlı ve iddialı olacak ve küresel tedarik zincirini önemli ölçüde etkileyebilecektir. Bu makalede, Trump’ın ithalat vergilerinin Avrupa Birliği’ndeki kilit sektörleri nasıl etkileyebileceğini inceleyeceğiz.

 

Trump’ın gümrük vergileri: Hangi vergiler uygulanabilir?

Trump, ekonomik önergelerinde temel olarak sert gümrük vergisi önlemlerine odaklanacağını açıkladı.

Açıklamaları değişken ve bazı durumlarda çelişkili olsa da , vergiler ile ilgili bir kaç ana başlık netleşmeye başladı :

Küresel “karşılıklı” gümrük vergileri

Bu, sadece mevcut gümrük vergilerinin eşleştirilmesini değil, aynı zamanda diğer düzenleyici veya mali engellerin de ele alınmasını gerektirecektir. Trump, özellikle Avrupa KDV’sinin bir ticaret engeli oluşturduğuna inanıyor (aslında bu, gümrük vergisi değil, hem yerli hem de yabancı işletmelere uygulanan bir vergi) ve buna karşılık olarak eşdeğer gümrük vergileri uygulamak istiyor.

Hedef Sektörler

Genel gümrük vergilerine ek olarak, Trump belirli ürünlerin ithalatına %25 ek vergi uygulamakla tehdit ediyor. Vergilendirilme olasılığı yüksek başlıca sektörler arasında otomotiv ve ilaç sektörleri yer alıyor. Çelik ve alüminyum gümrük vergilerinin yeniden uygulanması veya artırılması da tartışılıyor (2018’de uyguladığı %25 ve %10 gümrük vergileriyle uyumlu olarak).

 

Trump’ın gümrük vergilerinden en çok etkilenen Avrupa sektörleri

Trump’ın AB’ye ithalat vergisi uygulama niyetinin nasıl şekilleneceği henüz belirsiz olsa da, bir şey kesin: belirli sektörler bu korumacı önlemlere karşı özellikle savunmasız durumdadır.

Hangi Avrupa sektörleri ateş hattında?

Otomotiv endüstrisi

Bu sektör bir numaralı hedef. ABD, otomotiv sektöründe, özellikle Almanya ile önemli bir ticaret açığına sahip.

Avrupa otomobillerine %25 gümrük vergisi uygulanması, BMW, Mercedes, Audi, Volkswagen ve diğer markaların ABD pazarındaki fiyatlarını önemli ölçüde artıracak ve transatlantik ticaretin temel taşlarından birini etkileyecektir. Aslında, otomotiv, kimya ve makine sektörleri birlikte AB-ABD ticaretinin yaklaşık %70’ini oluşturmaktadır, bu nedenle otomotiv endüstrisine vurulacak bir darbe, çok geniş kapsamlı sonuçlar doğuracaktır. Almanya, büyük ihracat hacmi nedeniyle en çok etkilenen ülke olacaktır.

Makine ve sermaye ürünleri

Avrupa, ABD’nin endüstriyel makine, elektrikli ekipman, alet ve bileşenlerin önemli bir tedarikçisidir. Bu, ABD’nin gümrük vergisi politikasının bir başka önemli hedefi olabilir. AB ülkeleri içinde İtalya, Almanya, Fransa ve İspanya gibi ülkeler, makine ve elektrikli ekipman alanında önemli ihracatçı şirketlere sahiptir.

Kimya ve ilaç endüstrisi

Kimyasallar, ilaçlar ve tıbbi ürünler, Avrupa’nın ABD’ye en çok ihraç ettiği ürünler arasında yer almaktadır. Trump, yeni gümrük vergileri için ilaçları açıkça adaylar arasında saymıştır. Yüksek vergiler, Avrupa ilaçlarının ABD’de daha pahalı hale gelmesine ve hatta sağlık hizmetleri tedarik zincirlerinin aksamasına neden olabilir.

Çelik, alüminyum ve metaller

Avrupa çelik endüstrisi, Trump’ın 2018 yılında uyguladığı çeliğe %25 ve alüminyuma %10 gümrük vergileriyle zaten karşı karşıyaydı. Trump’ın ikinci yönetiminin bu gümrük vergilerini yeniden uygulamaya koyması veya daha da sertleştirmesi muhtemeldir.

Lüks ürünler ve moda

Avrupa, lüks ürünler (moda, mücevher, kozmetik, lüks otomobiller) alanında lider konumdadır. Analistler, ABD pazarına büyük ölçüde bağımlı olan Avrupalı lüks markaların da Trump’ın ithalat vergilerinden etkileneceğini belirtiyor. Ancak birçok lüks ve moda şirketi, ABD’de iştirakler ve üretim tesisleri kurarak bu riski azaltmıştır.

Tarımsal gıda endüstrisi

Trump’ın yeni korumacı gündemi sanayi sektörlerine odaklanmakla birlikte, Avrupa’nın tarım ve gıda endüstrisi de riskten muaf değildir. Peynir, yağ, şarap, kurutulmuş et, çikolata ve daha birçok ikonik AB ürünü bu durumdan etkilenebilir.

AB'nin ABD ile mal ticareti. 2013-2023

Trump’ın gümrük vergilerinin küresel ve Avrupa tedarik zincirleri üzerindeki etkileri

Gümrük vergilerinin uygulanması, yalnızca ABD ile ikili ticaret akışlarını değil, küresel tedarik zincirlerinin dinamiklerini de kesintiye uğratacaktır. Karşılaşabileceğimiz bazı potansiyel etkiler ve değer zincirinde meydana gelebilecek değişiklikler şunlardır:

Tedarik kaynaklarının yeniden yapılandırılması

ABD’li ithalatçılar, gümrük vergilerinden kaçınmak için daha ucuz alternatifler arayacaktır. Bir Avrupa ürünü %10-25 daha pahalı hale gelirse, bu ürünün yerini etkilenmeyen veya daha az etkilenen ülkelerdeki tedarikçiler alabilir. Örneğin, İspanya’dan makine satın alan bir ABD şirketi, AB gümrük vergilerinden kaçınmak için bu makineleri Meksika veya Türkiye’den tedarik etmeye çalışabilir veya hatta ABD’de yerel olarak üretmeye başlayabilir.

Yerel üretimin artması

Birçok Avrupalı çok uluslu şirket, gümrük vergilerinden kaçınmak için üretimlerinin bir kısmını ABD’ye taşıma planlarını hızlandırabilir. Nitekim, son yıllarda birçok AB şirketi ABD’deki fabrikalara yatırım yaptı.

Fiyatlar ve enflasyon üzerindeki baskı

Önemli bir husus, gümrük vergilerinin genellikle ithalatçı ülkedeki nihai tüketiciye aktarılan bir vergi işlevi görmesidir. Gümrük vergileri nedeniyle girdi maliyetleri veya bitmiş ürünler pahalılaşırsa, ek maliyetin bir kısmı perakende fiyatlarına yansıtılır. Bu durum, son dönemde zaten yüksek olan ABD’deki enflasyonist baskıyı artırabilir.

Küresel tedarik zincirinin parçalanması

Analistler tarafından vurgulanan bir risk, bu tür büyük ölçekli korumacı politikaların pazarların parçalanmasına yol açarak ticaret blokları oluşmasına neden olma olasılığıdır. Bu senaryoda, her blok muhtemelen kendi etki alanı içinde tedarik yapacaktır (friend-shoring). Örneğin, Avrupa (misilleme olursa) ABD’den daha az ürün satın alabilir ve diğer müttefiklerinden iç veya alternatif kaynaklar arayabilir, ABD ise yerli tedarikçileri veya ticaret anlaşmaları olan ülkeleri tercih ederek Avrupa’dan alımlarını azaltabilir.

 

Trump’ın gümrük vergileri: ülkeye göre çok farklı etkiler

ABD’nin AB ithalatına uyguladığı gümrük vergileri, Birlik’i oluşturan farklı ülkeler üzerinde çok dengesiz bir etki yaratacaktır. AB-ABD ticaret ilişkisi, yıllık yaklaşık 1 trilyon avroluk mal ve hizmet ticareti ile dünyanın en verimli ticaret ilişkilerinden biridir. 2023 yılında ABD, AB mal ihracatının en büyük pazarıydı (toplam AB dışı ihracatın %19,7’si) ve AB, ABD ile yaklaşık 156 milyar avroluk mal ticareti fazlası kaydetti.

Ancak, bu ticaret eşit olarak dağılmamıştır: bazı ülkeler (Almanya ve İtalya gibi) ABD pazarına büyük ölçüde bağımlıdır ve büyük açıklar verirken, diğerleri (Hollanda ve İspanya gibi) ABD’den ihracatlarından daha fazla ithalat yapmaktadır ve ticaret açığı vermektedir.

AB'nin ABD'den mal ithalatı

Almanya, İtalya, Fransa, İspanya ve Hollanda’nın ABD’ye ihracatı

Bu ülkelerin ABD’ye ihracatının ölçeği önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Almanya, 2023 yılında yaklaşık 157 milyar avro mal ihracatı ile ABD pazarına en büyük Avrupa ihracatçısıdır. Bu rakam, yaklaşık 67 milyar avro ihracat gerçekleştiren İtalya’nın iki katından fazladır. İrlanda, 51,6 milyar avro ile AB’de üçüncü sırada yer almıştır (İrlanda, analiz edilen beş ülke arasında yer almamakla birlikte, ABD pazarına olan yüksek bağımlılığı nedeniyle öne çıkmaktadır). Fransa, 2023 yılında ABD’ye yaklaşık 43,9 milyar avro mal ihraç ederken, Hollanda yaklaşık 40,5 milyar avro ve İspanya yaklaşık 18,9 milyar avro ihracat gerçekleştirmiştir.

Sadece ihracatın mutlak değeri değil, her ülke için ABD pazarının göreceli önemi de farklılık göstermektedir. Almanya ve İtalya’nın AB dışındaki satışlarının neredeyse beşte biri ABD’ye gitmektedir (AB dışı ihracatlarının yaklaşık %22’si). Buna karşılık, Fransa ve İspanya ihracatlarında ABD’ye daha az bağımlıdır: 2023 yılında Fransa’nın AB dışı ihracatının sadece %16’sı ve İspanya’nın %13’ü ABD’ye gitmiştir. Aslında, Euro bölgesinin en büyük dört ekonomisi arasında, İspanya’nın AB dışı ihracatının ABD’ye olan payı en düşüktür. Bu, İspanya ekonomisinin diğer pazarlara (başta AB’nin kendisi olmak üzere) daha fazla odaklandığını, Almanya ve İtalya’nın ise ABD pazarına daha fazla dışa açık olduğunu göstermektedir.

2023 yılında AB'nin ABD'ye mal ihracatı

Sonuç: Almanya ve İtalya için risk yüksek, İspanya ve Hollanda için risk orta düzeyde

Almanya (ve daha az ölçüde İtalya), ABD ile önemli ticaret fazlası nedeniyle yüksek risk altındadır ve başlıca ihracat sektörleri (otomotiv, makine, kimya) gümrük vergilerinin doğrudan hedefi haline gelecektir. Fransa, bazı hassas sektörlere sahip olmakla birlikte genel olarak daha az bağımlılığı nedeniyle orta konumda yer almaktadır. ABD ile ticaret açığı bulunan ve ihracatında ABD pazarına daha az bağımlı olan Hollanda ve İspanya, ABD’deki satışların düşmesinden daha az etkilenecektir. Ancak, liman faaliyetlerinin azalması veya bağımlı oldukları ithalatın maliyetini artırabilecek AB’nin olası misilleme gümrük vergileri gibi dolaylı etkilerle karşılaşabilirler.

Bu çeşitlilik, AB’nin üyelerinin farklı ulusal çıkarları arasında denge kurmak zorunda olsa da, genel olarak müzakere yoluyla bir çözüme ulaşmayı hedeflemesini açıklıyor. Yine de, tüm AB ülkelerinde ortak bir nokta var: Ticaret savaşının herkes için zararlı olacağına dair güçlü inanç.

New call-to-action

Trump’ın Gümrük Vergileri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Trump’ın gümrük vergileri, ABD Başkanı Donald Trump’ın korumacı ticaret politikalarının bir parçası olarak belirli ithalatlara uyguladığı vergileri ifade eder. Bu vergiler, yabancı malları daha pahalı hale getirerek ticaret açığını azaltmak ve yerli üretimi teşvik etmek amacıyla tasarlanmıştır.

Trump, “Önce Amerika” ticaret stratejisi kapsamında AB’ye gümrük vergileri uyguluyor. AB’nin, özellikle Avrupa KDV’si gibi ABD ihracatına engel olarak gördüğü haksız ticaret uygulamalarına sahip olduğunu düşünüyor. Bu tarifeler, ticaret dengesizliğini gidermeyi ve AB’yi ABD ile daha avantajlı şartlarda müzakere etmeye teşvik etmeyi amaçlıyor.

Trump’ın gümrük vergileri, tedarik zincirlerini etkileyerek küresel ticareti bozuyor. Almanya ve İtalya gibi ABD’ye ihracata bağımlı ülkelerin ekonomik baskı ile karşı karşıya kalıyor. Gümrük vergileri, diğer ülkelerin de misilleme amaçlı gümrük vergileri uygulamasına yol açarak uluslararası ticareti daha da karmaşık hale getiriyor.

Trump’ın gümrük vergileri, ABD endüstrilerini korumak ve istihdam yaratmak amacıyla getirildi, ancak ABD’de birçok malın fiyatlarının yükselmesine ve tüketicilerin mağdur olmasına neden oluyor. Ayrıca, küresel tedarik zincirlerini bozuyor ve ithal mallara bağımlı ABD’li üreticilerin malzeme maliyetlerini artırıyor.

Portföy YönetimiS&OP + IBPTedari̇k PlanlamaTedari̇k Zi̇nci̇ri̇