COVID-19 Küresel Salgını Sonrası Yeni Ürün Geliştirme Sürecini Rafa mı Kaldırıyoruz?

Yeni ürün tanıtım süreci her sektör için heyecan verici fakat gergin bir süreçtir. COVID-19 salgının spor müsabakalarından en önemli fuarlara kadar tüm etkinlikleri engellemesiyle, yeni ürün lansmanlarını da durdurması beklenen bir sonuç olmuştur.

Birçok sektör, daha önceden planlanan yeni ürünlerin piyasaya sürülme ve ürün yelpazesi genişletme gibi çalışmalarını askıya almaya karar verdi. Bu durum, şirketlerin COVID-19 küresel salgını sonrası yeni ürün geliştirme ve piyasaya sürme konusunda daha yenilikçi bir yaklaşım bulmaya itmektedir.

Böylelikle asıl sorun, COVID-19 küresel salgını sonrası tüm dünyada talep modelini belirlemekte sıkıntı çekerken yeni ürünlerin raflarda nasıl yerini alacağı olmuştur.

Hatırlatmak isteriz: Yeni bir ürün geliştirmek “yeni normal” sürecinde hayati bir önem taşımaktadır!

New call-to-action

Yeni Ürün Tanıtımı Sürecinde Talep Nasıl Hesaplanmalıdır?

Daha önce de vurguladığımız gibi, yeni bir ürünün piyasaya sürülmesi her şirket için heyecan vericidir. Bununla birlikte gerçek talebin ne olacağına cevap vermenin eskisinden daha da zor olduğu bir dönemdeyiz. Eğer yeni ürün tanıtımınız başarılıysa bile satışlarınızı tam olarak karşılayabilecek yeterli stok miktarına sahip olduğunuzdan emin olmalısınız. Aynı şekilde, talep öngörünüz gerçeğinden çok daha fazla ise bu durum, stok fazlasına neden olabilir. Sonuç olarak, talebi öngörürken gerçekçi yaklaşarak var olan durumu göz önünde bulundurmanız hayati önem taşımaktadır!

Yeni Ürün Tanıtımı İçin Yeterli Sermaye

Yeni ürün fikriniz büyük ilgi uyandırsa bile, yeterli bir yatırım getirisi edinemeyeceğiniz bir ürün tanıtımı karlılığınız açısından anlamlı olmayabilir. Sonuç olarak, son karara varmadan önce gerekli çalışmaları yapmalısınız. Tedarikçilerle maliyetler, sipariş hacmi ve tedarik süreleri konusunda anlaşarak, risk almaya değip değmeyeceğine karar verebilirsiniz. Ek olarak mevcut süreç bir süre daha devam edeceği için planlamalarınızı daha ayrıntılı bir şekilde yapmanız akıllıca olacaktır.

Bunlardan yola çıkarak eğer ürününüz beklediğinizden de iyi getiri sunuyorsa, bu yeni ürününüzün piyasaya tanıtımı için olumlu bir göstergedir. Ancak, marj yeterli değilse, belki tedarikçilerinizi fiyat üzerine pazarlığa davet edebilirsiniz. Alternatif olarak, satış hacmini artırmak için müşterilerinizle birlikte çalışabilirsiniz.

Envanterde Yıpranma Payının Önlenmesi

Envanterde yıpranmanın önlenmesini için, COVID krizi gibi bilinmeyen veya sorunla ilişkili olmayan faktörleri de dikkate almak gerekir. Örneğin, yeni ürün tanıtımında yıpranmanın %25’inden fazlası sürecin kötü yönetiminden kaynaklanmaktadır.

Süreç yönetiminden bağımsız olarak eskiyen mevcut stokun artmasını önlemek için, ürünlerin piyasaya sürülüşünü değerlendirmeye yönelik bir mekanizma oluşturmak iyi bir seçenektir. Mevcut ürünlerin stokta ne kadar beklediğini bilirseniz, yeni ürünlerin tanıtımı konusuna daha en başından gerçekçi yaklaşmış olursunuz.

Bu dönemde, yeni bir ürün piyasaya sürüldüğünde birtakım risklerin alınması kaçınılmazdır. Fakat eğer şirket ürün yelpazesine yeni ürünler eklemeyi hedefliyorsa, bu karar işin yapılış şekline bir yanıt olarak gelir. Bu nedenle, daha dikkatli ve ölçülebilir şekilde adımlarınızı planlamanız riski önemli ölçüde azaltacaktır.

Ürün Yelpazesi Dinamiği

Şirketlerin ürün yelpazesi diziliminin genellikle dinamik olduğu iyi bilinmektedir. Bazı ürünler aktif ürün yelpazesinden kaldırılırken, diğerleri ürün yelpazesine eklenmektedir. Envanter eskimesinin önüne geçmek adına ürününüzün yaşam döngüsünün doğru zamanında giriş ve çıkış aşamalarını planlamak hayati önem taşımaktadır. Yeni ürün öngörüleri ancak bir niyet olabilir ve planların mutlaka tamamen karşılanması gerekmez. Şirketin bu sürece dahil olan tüm departmanları birlikte çalışırsa, elde edilen sonuçları değerlendirmek daha kolay olacaktır. Bu şekilde, yeni ürün tanıtımını yönetirken stok eskimesinin önlenmesinde iyileştirmeye katkı sağlayan öğrenme eğrileri oluşturabilirsiniz.

Bu durum envanter eskimesinin önlenmesinde etkili bir proaktif bir yönetim gerçekleştiremeyeceğiniz anlamına gelmemektedir. Envanterin durumu ve fonksiyonel performans analizi ile tamamlanan bir görünürlük elde etmek için doğru sistemlere sahipseniz, yeni ürünlerin satışından edindiğiniz bilgiler doğrultusunda mümkün olan en kısa sürede olası bir yıpranma riskine tepki verebilir ve aynı zamanda sorunun büyümesini önleyebilirsiniz.

Önümüzdeki aylarda, müşterilerin neyi ne zaman, ne şekilde ve ne kadar istediğini belirleyeceğiz. Ancak, bu süreçte müşterilerin markalardan, şirketlerden ve perakendecilerden güvenlik ve şeffaflık beklediklerini unutmamalıyız.

New call-to-action

Alokasyon & İkmalEnvanter Opti̇mi̇zasyonuPortföy YönetimiTalep Planlama